Yumurtlama Bozuklukları ve Polikistik Over Sendromu
Yumurtlama Bozuklukları
Kadınlarda yumurta büyümesi ve yumurtlama süreci, oldukça karmaşık hormonal dengelerin sonucunda olmaktadır. Bu hormonların kontrolü, beynin içerisindeki bazı bölgelerin kontrolü altındadır. Bu kontrol eden bölgeler yine hormonların depolandığı beyin bölgelerinin üzerine etki ederek hormonların kana karışmasını sağlar. Kadınlarda yumurta Büyütücü hormonlar esas olarak FSH ve LH olarak 2 ana hormondur. Bu hormonları temel olarak hipofiz bezinden salgılanır ve yumurtalık dokularına gider, oradan yumurta gelişimlerini tetikler. Bu hormonlar normal olarak işlev gördüklerinde aynı zamanda östrojen ve progesteron hormonlarının üretimini de sağlarlar.
Bahsi geçen hormonların belirli bir denge halinde, eksik olmaması, zamanında devreye girmesi, her ay yumurtlamanın da sağlıklı olması anlamına gelir. Bazı kadınlarda bu hormonal dengenin bazı aşamalarda bozulması olasıdır.
Yumurtalama Bozuklukları Çeşitleri Nelerdir?
Dört çeşit yumurtlama bozukluğu olabilir:
1. Hipogonadotropik Hipogonadizm
Doğuştan FSH ve LH hormonlarının yani gonadotropinlerin hiç olmaması veya çok az olmasıdır. Bu grup hastalara hipogonadotropik hipogonadizm grubu adı verilir. Bu hastalar kendiliğinden adet görmezler çünkü yumurtlama olmamaktadır. Aynı zamanda kendiliğinden gebe kalmaları da mümkğn değildir. Eksik gonadotropin hormonları yerine konularak adet döngüsü sağlanabilir. Gebelik planı olanlarda da aşılama veya tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi olunabilir. Eğer yumurta rezervi iyi ise, iyi sayıda yumurta elde edilerek gebelik şansı artabilir.
2. Gonadotropik Hormonların Normal Olduğu Yumurtlama Bozuklukları (Polikistik Over Sendromu)
Ergenlik döneminde görülen adet düzensizlikleri çoğu zaman önemsenmese de, polikistik over sendromunun en belirgin habercisidir. PCOS, kadınlarda doğurganlık dönemlerinde kendini gösteren, aşırı tüylenme, akne problemleri, kilo alma ve en önemlisi adet düzensizlikleri ve kısırlık problemleriyle ile kendini belli eden bir sendromdur ve zamanında tedavi sürecine başlanmazsa, uzun vadede sağlık problemlerine neden olabilir.
Polikistik over sendromu tanısı nasıl konulur?
PCOS, yumurtalıklar, merkezi sinir sistemi, hipofiz bezi ve diğer dokular arasındaki etkileşim bozukluklarına bağlı olarak ortaya çıkan metabolik-hormonal bir düzensizlikler tablosudur., Kadınlarda genellikle üreme çağında ortaya çıkar ama adölesanda veya menopozal döneme yakın da izlenebilir.
Genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörler de polikistik over sendromu için önemlidir. “Adet aralarının -2-3 ay gibi uzun olması, tüylenme-sivilcelenme, çabuk kilo alma gibi bulgular varsa, bunların altında PCOS yatabilir. Bu durumda mutlaka tüylenme yapması muhtemel diğer sebepleri de araştırıyoruz.
Hastalarımıza ultrason, çeşitli hormon testleri, kan ve şeker testleri uyguluyoruz Adet döngü bozukluğu, erkek tipi hormon fazlalığı bulguları veya ultrasonda tipik PCOS görüntüsü bulguarının 2 tanesi varsa PCOS tanısını koyuyoruz’’. Özellikle obezitenin ve insülin direncinin bu PCOS olgularında sıkça saptandığını söyleyebiliriz. ‘’PCOS tanısı almış kadınların %60’ı obez ve bir o kadarı da diyabete yatkın. Ayrıca, çocuk sahibi olmak isteyen ancak yumurtlama sorunu nedeniyle olamaynlarında büyük kısmında PCOS var. Yani, oldukça dikkatli izlenmesi gereken bir durum. PCOS’ta kişiye göre tedavi planı yapılıyor. Öncelikle diyet ve egzersiz, sonrasında ise hormonal tedaviler ve özel kısırlık tedavileri uygulanıyor. Testlerin sonucunda da PCOS tanısı konan hastalara, şikayetlerine ve hastalıklarına göre farklı tedaviler uygulanır.”
Tedavi edilmeyen PCOS, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir!
Polikistik over sendromunun zamanında tanısının konulması ve tedavi edilmesi, uzun vadede karşılaşılacak sağlık sorunları için çok önemlidir. Tedavi edilmediği sürece PCOS hastalarının karşılaşabileceği sorunları şöyle belirtiyor: “PCOS kronik bir hastalıktır ve uzun dönemde obeziteye, ciddi şeker hastalıklarına, kalp ve hormon hastalıklarına hatta kansere yol açabilir. Bu nedenle PCOS’u iyi tanımlamak ve önlem almak gereklidir. Uzun dönemde alınacak önlemler ile kişi, normal bireyler gibi sağlıklı yaşam sürebilir.
Polikistik over sendromu hamile kalmaya engel teşkil etmez!
PCOS hastalarının en merak ettiği konulardan biri de, hastalığın hamile kalma konusunda sorun yaratıp yaratmayacağı. “Gerekli tedavi uygulandığında, polikistik over sendromu hastalarının hamile kalma konusunda ve sağlıklı bir hamilelik geçirmelerinde bir engel yoktur. PCOS hastası olup çocuk sahibi olmak isteyen kadınlara gerekli tedaviler uygulandıktan sonra sonuç alınamazsa, tüp bebek yöntemine başvurulabilir. Tüp bebek, bu hastalarda hamile kalma oranlarını oldukça arttırmakta ve herhangi bir sağlık sorunu teşkil etmemektedir.”
Polikistik Over Sendromunda, kısırlık tedavi şekilleri (basamaklı tedavi protokolleri):
⦁ Öncelikle kilo vermek, gerekirse mide küçültme ameliyatı
⦁ Kilo uygun ve adetler düzenli ise 1 yıl planlı ilişki
⦁ Gebelik yok ise letrozol etken maddeli ilaç ile yumurta büyütme tedavisi
⦁ Gebelik yok ise iğne ile (gonadotropin) yumurta büyütme ve aşılama (3-6 kez)
⦁ Gebelik yok ise tüp bebek (kısa protokol ile)
⦁ Tüp bebek tedavisinde özel yumurta büyütme programı ile uygun sayıda yumurta elde etmek önemli
⦁ Eğer toplanan sayı >20 ise embriyoların dondurulması ve daha sonra transferi ile gebelik başarısı daha yüksek
3. Yumurta Rezervinin Azaldığı Durumlarda Oluşan Yumurtlama Sorunları
Bu durumda altta yatan neden, FSH-LH hormonlarının azlığı ya da yokluğu değil, bu hormonların etki edeceği yumurta dokusundaki rezervin azalması veya reseptör dediğimiz hormonların işlev görmesini sağlayan mekanizmaların sağlıklı çalışmamasıdır. Kadınlarda yaşla birlikte yumurta rezervi azalabilir, hatta bu azalma 35 yaşından sonra hızlanabilir. Özellikle 45 yaşından sonra neredeyse bitme aşamasına gelir. Bazen de yaştan bağımsız olarak rezerv azalması izlenebilir. Bu durumda da FSH ve LH hormonları normal veya yüksek olmasına rağmen, yumurta gelişimi izlenmeyebilir. AMH adı verilen hormon da bu durumlarda genellikle 1ng/ml in altındadır.