Endometriyozis hastalığı adı verilen ve hormonlara duyarlı rahim iç tabakasının olmaması gereken çeşitli yerlerde yerleşmesi olarak tanımlanan hastalık, oldukça yaygındır. Toplumda her 10 kadından 3’ünde bulunabilen bu hastalık, çoğu zaman farkedilmeksizin sinsice ilerler. Peki bu hastalıktan nasıl şüphe etmeliyiz? Öncelikle şiddetli adet ağrıları mutlaka üzerine düşülmesi gereken bir durumdur. Özellikle dayanılmayacak kadar şiddetli olabilen bu ağrılar, ilaçlara yanıt vermeyen kramplar şeklinde karşımıza çıkabilir. Bu durum, çok erken yaşlarda başlayabilir ve uzun yıllar bu şekilde devam edebilir.
Bu hastalık, sinsi ve ilerleyici bir hastalık olduğu için, uzun süre bulgu vermeden ilerleyebilir. Yumurtalık dokusunda yerleşmiş olan endomeryiotik odaklar, zaman içerisinde büyür ve kanama odakları meydana getirir. Bunlar da zaman içerisinde büyük boyutlara ulaşarak çikolata kistlerini oluşturur.
Ağrı en belirgin özelliğidir.Büyük kistlerde ağrı daha da fazla izlenir. Dismenore dediğimiz adet ağrıları, kasık ağrıları, cinsel ilişki esnasında ağrı (disparoni), ağrılı dışkılama (diskezi), kist patlaması, yumurtalığın ters dönmesi gibi sorunlara neden olabilirler. Özellikle tüplerde sorun yaratarak kısırlığa da yol açabilirler.
-Büyük boyutlara varan kistleri (>5cm) ameliyat etmek gerekebilir. Özellikle ağrı ön planda ise, kist tek taraflı ise kapalı ameliyat ile kist temizlenebilir.
Özellikle kadın yaşı ileri ise (>35), yumurta rezervi azalmış ise, geçirilmiş ameliyat var ise, sperm sayısı düşük veya tüplerde tıkanıklık var ise ameliyat veya beklemek yerine tüp bebek önerilir.