Bu sorunun cevabı hem evet hem de hayır. Miyomlar, uterusun yani rahimin düz kas tabakasından köken alan genellikle iyi huylu olarak tabir ettiğimiz tümörlerdir. Neden oluştuğu ile ilgili çeşitli teoriler olsa da, net nedenlerini henüz bilmiyoruz. Yaklaşık 1000 iyi huylu miyom olgusunun 1-2 tanesi kötü huylu dediğimiz malign dönüşüm gösterebilir. Ama miyomların çok yaygın olduklarını ve neredeyse her 10 kadının 3-4 tanesinde olduklarını biliyoruz.
Aslında birçok miyom bulgu vermiyor, ancak bulunduğu yere ve boyutuna göre kanama, bel-kasık ağrısı, sık idrar çıkma, dışkılama problemleri, adet düzensizlikleri ve hatta çocuk sahibi olamama gibi bulgular ile karşımıza çıkabiliyor.
Her yerinde olabilir, özellikle duvarı boydan boya işgal eden, rahim iç tabakasına oturmuş olan türleri daha çok uzamış adet döngüsü ve miktarca fazla kanama şeklinde karşımıza çıkarlar. Daha büyük olan tipleri ise, uterusun tüm sınırlarını bozabilir ve anatomiyi tamamen ortadan kaldırabilir.
Miyomlar aynı zamanda infertiliteye de neden olabilirler. Özellikle duvarda bulunan ve 3 cm üzerindejkki türleri veya rahim içerisinde bulunan ve submüköz dediğimiz tipleri embryonun yerleşmesine imkan bırakmaz ve gebeliğe engel durum oluşturabilir. Tüp bebek tedavisine başlayacak olan çiftlerin mutlaka doktor başvurusunda kanama şikayetleri var ise belirtmesi gereklidir. Böylelikle gerekli hallerde rahim filmi (HSG) çekilerek rahim içerisinde sorun olup olmadığı ortaya konulabilir. Gerek aşılama gerekse tüp bebek tedavisi planı yapılan çiftlerde miyomlar mutlaka dikkatlice değerlendirilmelidir.
Hiçbir bulgu vermeyen tipleri eğer kısa zamanda büyüme göstermiyor ise izlenebilir. Ancak bulgu veren ve zaman içerisinde büyümüş olan tipleri, boyutlarına da bakılarak ameliyat ile çıkarılmalıdır. Miyom ameliyatları hem kapalı hem de açık olacak şekilde yapılabilir. Ancak uygun durumlarda ön planda endoskopik yani kapalı ameliyatlar tercih edilmelidir. Böylece ağrı ve taburculuk süresi daha kısa olacaktır.
Bu süre en az 6 ay tercihen 1 yıldır.
