Tekrarlayan düşükler, kadınları oldukça derinden etkileyen bir konu. Özellikle de ardı ardına yaşandığı takdirde durum daha da zor olabiliyor. Anne adayları da haklı olarak nedenin tam olarak ne olduğunu anlamak ve bir sonraki gebeliklerinde aynı acı tecrübeyi yaşamamak için tedbir alınmasını istiyor. Konu ile ilgili olarak Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı ve Centrum Clinic Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Recai Pabuçcu önemli noktalara değiniyor.
Gebeliklerin %15 kadarı maalesef düşükle sonuçlanıyor ancak 1 kez düşük yapanların büyük kısmı diğer gebeliklerinde bebeklerine sağlıklı bir şekilde kavuşabiliyorlar. Ancak bu grubun %5 kadarında ise 2 ve daha fazla düşük gerçekleşebiliyor. Herhangi bir risk faktörü olmayan kadınlarda bile düşükler meydana gelebiliyor. Düşüklerden sonra ise, bizi bekleyen bir diğer tehlike de rahim duvarının hasar görmesi. Özellikle de birden fazla kürtaja işlemi uygulanmış ise. Bu konuya çok dikkat edilmeli.
Bir konuyu çok iyi bilmek lazım; her düşük yapan kadına detaylıca inceleme yapmak gereksiz. Ancak 2-3 ve daha fazla gebelik kaybı var ise birtakım incelemeler yapılmalı. Bu incelemeler ile olguların yarısından daha azında neden bulabiliyoruz. Ama yarısından fazlasında hiçbir neden ortaya koyamıyoruz. Tabi bunları anne-baba adayı ile de paylaşmak kolay olmuyor.
Kadınlarda, ilerleyen zaman ile birlikte yumurta sayısında azalma olduğunu biliyoruz. Maalesef bu azalmanın önüne hiçbir ilaç-kür-davranış ile de geçilemiyor. O nedenle, anne olma yaşını çok ertelemek durumu zorlaştırabiliyor. Özellikle 37-38 yaşından sonra risk artmaya başlıyor ve 40’lı yaşlardan sonra hem gebe kalmak zorlaşıyor hem de düşük olasılığı artıyor. Diğer riskli durumlar; genetik hastalıklar, pıhtılaşma sorunları, rahim içi sorunlar, hormon bozuklukları, çevresel toksinler olarak sayılabilir.
İkiden daha fazla gebelik kaybedenlerde;
Tekrarlayan düşük yaşamış kadınlar mutlaka konunun uzmanına görünmeli ve gerekli tetkikleri yaptırıp bir yol haritası belirlemeliler. Gereksiz yere kan sulandırıcıların kullanıldığına çok defalar şahit olmaktayız. Ancak bu ilaçlar, birçok olguda boş yere kullanılıyor ve zararlı olabiliyor.
